Nobel Fizik Ödülleri 2020

Blogda bilim - teknoloji başlığı olur da nobel fizik ödüllerinden bahsedilmez mi :) Bu yazımda kısaca bu ödülü alanların kim olduğunu, ödülün neden verildiğini ve yapılan çalışmaları anlatacağım.

Ödül alanlar

Bu yıl 3 kişi nobel fizik ödülüne layık görüldü. Bu ödül 2 'ye ayrılarak yarısı Roger Penrose 'a diğer yarısı ise 2 kişiye, Andrea Ghez ve Reinhard Genzel 'a verildi.

Roger Penrose

1931 doğumlu ingiliz bilimadamı. Çoğunlukla matematik ve fizik üzerine çalışmış ve bu sayede astrofiziğe büyük katkılarda bulunmuş. İngilterede okumuş ve akademisyen olarak King Princeton gibi üniversitelerde çalışmış. Kardeşi satranç şampiyonu imiş. Ailede birşeyler var belli ki. Penrose bilinç üzerine de düşünmüş ve kitaplar yazmış. Düşünce gücünün ve bilincin kuantum mekanizmasından bağımsız olarak var olduğunu savunmuş. Tribar ismi verilen üçgeni de keşfetmiş. Detaylar burada.

Reinhard Genzel

1952 Almanya doğumlu bilimadamı. Almanyada eğitim görmüş ve şu anda Kalifornia Üniversitesi 'nde çalışmaktadır. Samanyolunun merkezindeki kara deliğin gözlemlenmesinde kullanılan kızılötesi (bir başka deyişle submillimeter astronomy) yöntemleri üzerinde çalışmış ve geliştirmeler yapmış. Bu sayede nobel ödülü çorbasında tuzu bulunuyor.

Andrea Ghez

1965 New York doğumlu bilimkadını. MIT 'de ve California Institute of Technology 'de fizik okumuş ve profesörlük yapmış. Adaptif optik üzerine çalışmaları mevcutmuş. Bu yöntem teleskoplara gelen ışınların dış etkenlerden arındırılabilmesi için kullanılabiliyor. Nobel ödülü alan 4 kadından birisi oluyor aynı zamanda. Birçok belgeselde ve tv programında da konuşmaları var. Ben kendisini World Science Festival videoları ile tanımıştım.

Ödülün verilme nedeni

Roger Penrose Einstein 'ın ölümünden sonra genel görecelilik üzerine çalışmalar yapmaya devam ediyor. Bu çalışmaların çoğunluğu ise o zamanlar yeterli gözlem ve deney teknolojisi olmadığı için matematiksel olarak yapılıyor. Burada bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış gibi bir durum da var tabi :) Penrose ise genel görecelilik teorisinin matematiksel olarak kara deliklere yol açacağını ve kara deliklerin var olması gerektiğini gösterdiğini ispatlıyor. Yani evrende herşeyi içine çekebilen yapılar var ve merkezlerinde hala açıklanamayan singularity noktaları matematiksel olarak mümkün. Gerçi bu noktada bildiğimiz fizik yasalarının ötesinde açıklamalar gerekiyor ama o başka konu. Tabi ödül sadece bu matematiksel çıkarım üzerine verilmiyor. Bu çıkarım sayesinde biliminsanları Einstein 'ın bile tam olarak inanmadığı kara deliklerin varlığı üzerine çalışmaya başlıyorlar. Bu sayede evrenin işleyişinde ciddi rol oynayan kara delikler keşfediliyor ve bize daha fazla kapı açıyor.

Andrea Ghez ve Reinhard Genzel 'ın aldığı ödül de bu çalışmalara bağlı zaten. Samanyolu galaksisinin merkezindeki yıldızları tespit ediyor ve bunları yanlış bilmiyorsam 16 yıl boyunca izliyorlar. Bu yıldızların görünmeyen bir nesne etrafında anlamsız yörüngelerde ve hızlarda dolaştığını fark ediyorlar. Gözlemlerinin sonucu aşağıda.

Bu sayede gözle veya teleskopla görünmeyen kara deliğin varlığını ispat etmiş oluyorlar. Bu konuyu Andrea Ghez daha detaylı anlatıyor aşağıdaki videoda. Burada bazı zorluklar var tabi. Samanyolunun merkezine teleskopla baktığınızda çok fazla gezegen, yıldız, gaz ve toz yığını bulunuyor arada. Bu yüzden direkt olarak gözlemlemek zaten mümkün olmuyor. Kızılötesi ışınlarla bu gözlemleri yapmak ve kirli veriyi temizlemek zorunda kalıyorlar.

Çekim kuvveti üzerine yapılan çalışmalardan doğan başka ödüller ve çalışmalar da var. Mesela 1993 yılında yeni bir pulsar keşfedilmiş ve gravitation yani çekim gücünün etkileri üzerine yeni çalışmalara imkan ve ilham vermiş. Ayrıca 2017 yılında verilen ödül de yine çekim yasasının bir sonucu olan çekim dalgalarının gözlemlenmesi üzerine yapılmış olan çalışmaya yani LIGO çalışanlarına verilmiş. Günümüzde hala çekim kuvveti üzerine bilinmeyenler mevcut. Ayrıca string teorisi ve quantum communication veya computing üzerine yapılabilecek epeyce çalışma potansiyeli de var. Bana sorarsanız string teorisini test edebilecek bir metod geliştirilmesi veya matematiksel olarak bu teorinin doğrulanması veya quantum bilgisi ile iletişim veya bir chip üretilebilmesinin daha uygulanabilir hale getirilmesi çığır açıcı bir gelişim olarak nobel ödülüne layık görülebilir ilerde. Bugüne kadar verilmiş olan fizik ödüllerine bakarak ilham almak isterseniz buraya bakabilirsiniz. Ayrıca çekim kuvveti üzerine yazdığım yazıya da göz atabilirsiniz.

Çok dikkatimi çeken bir nokta da Peter Higgs veya Roger Penrose gibi biliminsanlarının yaptıkları çalışmanın yıllar sonra nobel ödülü alması. Bu kişiler rüyalarında ak sakallı bir dede görüp ilerde nobel alacaklarını veya yaptıkları çalışmanın üzerine neler inşa edilebileceğini bilmiyorlardı. Zamanında kara delik var mı yok mu sorusu sorulurken bir denklem üzerine hem kara delikler hem de çekim dalgaları keşfediliyor mesela. Bugün bir biliminsanının kafasındaki basit veya absürd bir fikir yarın bir çalışmaya, ertesi gün de bir buluşa dönüşebiliyor. Önyargı ve dar görüşlülük olsaydı bunlar olmazdı diye düşünüyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere :)


Bir yorum yazabilirsiniz