Ağaç

Çoğunuz bir şekilde hayatınızı veya seçimlerinizi bir yerde sorgulamışsınızdır. Felsefe tarihi boyunca zaten sıkça sorulmuş bu sorulara bir ağaç üzerinden kendimce bir bakış açısı getirmek istiyorum. Önce düşüncemi özetleyeyim sonra bu düşüncemi açıklayayım. Sorgulayıcıdan ziyade inceleyici bir yazı olacak.

"Sanırım şu şekilde oluyor. Dünyaya geliyorsun ve bir ağacı kökten uca doğru yürüyorsun. Her dallanmada seçimlerin ile hayatını yönlendiriyorsun ve ilk seçimler sonuca en büyük etkiyi yapıyor. Bir süre sonra ne yaparsan yap varacağın noktadan fazla uzağa gidemiyorsun, her ne kadar arada diğer dallara dokunup geçsen de... Kuru veya canlı bir dala yönelmek elinde. En son yaprağa vardığında ise bir sonbahar geliyor ve sararıp sükunetle veya bir rüzgarla toprağa geri dönüyorsun. Nasıl bir ağaçta yol alacağını belirleyemiyorsun, ağaçta nasıl yol alacağını belirliyorsun. Yolculuk bittiğinde geriye dönüp bakarsan geldiğin noktanın tamamen kendi seçimlerin ile olduğunu görüyorsun. O sararma da belki de bu ah vah etmelerdendir."

Dallar

Bir ağacın ne olduğunu anlatmayacağım tabi ki :) Ama ağaçlara hiç bu açıdan bakmış mıydınız? Kökten uca büyüyor ve büyüdükçe dallandığı için insanın hayatının şemasını veya başka bir deyiş ile kaderini oluşturuyor sanki. Bütün dallar aslında aynı ağaca bağlı yani bu dünyaya geldiğimizde yapabileceğimiz ve elimizde olan bütün ihtimaller başlıyor. Takdir edersiniz ki hayatımızın ilk yıllarında zaten seçim yapabileceğimiz bir dal olmuyor hani önce bir süre ilerlemek gerekiyor. Hayatınızın akışına göre gençlik yıllarında veya çocuklukta karar vermemiz gereken dönüm noktaları karşımıza çıkabiliyor. Her bir dal bir kararı temsil ediyor ve çoğunlukla da geri dönüşü olmuyor.

Geri dönüşten şunu kastediyorum. Bir sınava giriyorsunuz ve bir üniversite tercihi yapıyorsunuz. Sonra girdiğiniz bölümü sevmeyip başka bölüme tekrar sınava girerek geçiş yapıyorsunuz. Veya çalışma hayatınızda işinizi değiştiriyorsunuz. Bu durumda en azından belli bir zamanı ve enerjiyi harcamış oluyorsunuz ve bunu geri alamıyorsunuz. Her kararınızın bir bedeli var farkında olmadan ödediğiniz. Bu bedel zaman, para, enerji gibi somut kavramlar olabileceği gibi sosyal ilişkilerinizde yarattığınız bir etki de olabiliyor.

Hayatın erken döneminde yapılan seçimlerimiz de tabi ki hayatımızın geri kalanına büyük oranda etki ediyor. Belki de çoğunuz şu anda icra ettiğiniz mesleğinize çocukluktan karar verdiniz veya verdirildiniz. Belki de bir yaramazlık sonucu kolunuzu kırdınız ve ömür boyu onun izi ile yaşıyorsunuz ve bir sporcu olamıyorsunuz. Belki de kafanızda zamanında dişlerimi fırçalasaydım ömrüm boyunca dişçi gezmek zorunda kalmayacaktım gibi bir düşünce var. Çoğunlukla karar ne kadar erken ise etki de o ölçüde büyük oluyor. Ayrıca hepimize bu dünyada belli bir süre yaşama sansı verilmiş ama bunun ne kadar olacağını bilemiyoruz. Bu yüzden 30 yaşında aldığınız bir karar da erken bir karar olabiliyor ve 90 yaşındaki hayatınızı büyük ölçüde etkileyebiliyor.

Tabi bu yolculukta seçimlerimizi ve yürüdüğümüz yolları değiştirebiliyoruz eğer irademiz ve gücümüz varsa. Ağacın bazı dalları birbirlerine dokunup geçiyor. Az önceki üniversite veya iş değiştirme seçimi gibi. Bu özgürlüğün ne kadar büyük bir lütuf olduğunu düşünsenize. Hayatınız boyunca aldığınız hiçbir karardan ömrünüzün sonuna kadar geri adım atamadığınızı düşünün mesela. Ama bu rota değişiklikleri de bir yere kadar değiştirebiliyor hayatınızı genelde. Örneğin ilkokul mezunu olarak hayata atılmakla üniversite mezunu olarak hayata atılmanın farkını veya bir suç işlediyseniz sicilinize işlemiş olmasını düşünün. Böyle bir durumda ne kadar uğraşırsanız uğraşın sicili temiz ve tanınmış bir bilimadamı olabilir miydiniz? Özgürlüğümüzün gücü bile sınırlı.

Seçimler

Buradaki en önemli kavramlardan birisi de irade. Karşınıza karar vermeniz gereken noktalar çıktığında hangi dala yöneleceğinizi belirlemiş oluyorsunuz. Hatta belli bir seviyede yolun biraz ilerisini de görebiliyorsunuz. Bazen de sadece tek bir seçeneğiniz oluyor ama yine de çoğunlukla hayatımız bütünüyle bizim adımıza önceden verilmiş kararların ve çizilen çizginin üzerinden geçtiğimiz bir yol değil. Kimisinin gerçekten seçim şansı hayatı boyunca olmayabiliyor veya çok kısıtlı olabiliyor. Bu da onlarınki gibi bir ağaca sahip olmadığımız için müteşekkir olmamız gerektiğini de gösteriyor.

Eğer kendi irademiz varsa seçimimizden de sorumlu oluyoruz tabi. Yani bir mesleği veya bir şirketi veya bir kariyeri seçtiyseniz bu seçimi nasıl yaptığımızdan sorumluyuz. Kimse size zorla seçim yaptırmadıysa bahaneniz de olmuyor ve sonuçlarına katlanmanız gerekiyor. Seçtiğiniz dalı ne kadar iyi tanıdınız veya incelediniz? Neye göre tercih yaptınız? Bu tercihler zamanla birikerek daha büyük bir resmi oluşturuyor. Seçim yaparken belki farkında değildiniz ama geriye dönüp bakabilirdiniz. Kendinize "ben bugüne kadar ne yaptım" diye sorabilirdiniz. Dalların sonuna doğru bir sonbahara geliyoruz.

Sonbahar

Bir baharda başlayıp başka bir baharda kışa doğru gelmemiz de ölüme yaklaşmamız ve canlılığımızı kaybetmemiz anlamına gelmiyor mu? Hayatımızı yönlendirdik ve belli bir noktaya getirdik. Bu sonsuza kadar gitmeyecek ve bilmediğimiz bir zamanda hayat olgumuz da sona ermiş olacak. Veya bir noktada artık tercihlerimizle hayatımızı yönlendiremez olacağız. Yapraklara varmış ve muhtemelen sararmış solmuş olacağız. Tabi ki burada biraz da teolojik yaklaşımlara göre çıkarımlarınız değişebilir fakat ölümden sonra yaptıklarımızdan sorumlu olacağımıza inananlar için her ne yaşta veya aşamada olurlarsa olsunlar, ölüm ve yaprak gibi solup toprağa geri dönme kavramı aynı çalışıyor. Hepimiz bir şekilde toprağa dönüyoruz, belki şiddetli bir rüzgar ile belki sükunetle. Ama çoğunlukla sonunda sararıyoruz sanki. Ya aldığımız kararların bizi getirdiği noktadan pişman olduğumuz yada bu kararlardan dolayı sorgulandığımız için.

Çünkü kimse sana nasıl bir ağaçta yol alacağını seçme şansını vermedi ve nasıl bir hayatın seni beklediğini bilemedin ama her dallanmada az yada çok muhtemelen senin etkin oldu. Sonuçta ister yolun sonunda ister arada bir durakta geri dönüp baktığında kendi payını da bir şekilde görüyorsun büyük resmin içinde. Yolun sonunda ise aldığın yolun büyüklüğü altında eziliyor ve koca bir ağacı nasıl geçtim, başka bir deyişle ben nasıl yaşadım diye sorgulayabiliyorsun veya sorgulanıyorsun.

Siz neredesiniz?

Eğer bu benzetim size mantıklı geldiyse kendinize dönüp sorun. Siz kendi ağacınızın neresindesiniz ve bu noktaya nasıl geldiniz? Bu noktada nereye doğru gidiyor olabilirsiniz? Tabi ki diğer dalı seçsem ne olurdu diye merak ederek yaşayamazsınız. Her kesiştiğiniz dala atlayarak da yaşayamazsınız. Muhtemelen arada iradeniz dışında yönlendiğiniz kararlar oldu ve diğer seçenekleriniz kayboldu. Ama zaten büyük resmi belki de hiçbir zaman tüm yönleri ile göremeyeceksiniz. Bu yüzden asıl mesele bu ağacı yürüyüp bitirmek veya muhasebesini yapabiliyor olmak değil, güzel yürümek ve sükunetle sararabilmek. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere :)


2 Yorum

  • Ayşenur

    06 Nisan 2021

    Numan, Eline sağlık. Güzel bir irdeleme olmuş. Ağaç ve dalları hayat ve iradi seçimlerimize güzel bir metafor olmuş. Yorumlarım vaaaar: 1.  Her bir dal bir kararı temsil ediyor ve çoğunlukla da geri dönüşü olmuyor. Ama telafisi oluyordur belki. Boşa gitmeyip, Cihat’ın da dediği gibi kollektif potansiyelime hizmet edip kapasitemi artırıyordur belki de bir şekilde. 2. Böyle bir durumda ne kadar uğraşırsanız uğraşın sicili temiz ve tanınmış bir bilimadamı olabilir miydiniz?Tanınmış bir bilim adamı olmak için, sicilimin temiz olmasına gerek var mı emin değilim? Hapse atılmış, idamla yargılanmış ama yine de içindeki fikri dile getirmekten alıkoyulamayan bilim adamları yok mu? 3. Seçtiğiniz dalı ne kadar iyi tanıdınız veya incelediniz? Neye göre tercih yaptınız? : Seçtiğim dalı değilse de kendimi ortalamanın üzerinde iyi tanıyabilmişsem, kendi potansiyelim sınırlarında (ne ondan az - ne ondan fazla) tercih yapabileceğim demektir. Bu da az da olsa kendi irademle dal seçmeme; eğer bir gün o dal bir yerinden kırılırsa başka bir dala atlamak suretiyle yoluma devam etmeme kolaylık sağlar. Dolayısıyla, dala göre değil kendime göre seçim yaptıysam doğru yoldayım demektir. İlerde potansiyelime bir update gelirse, o zaman önceden göze alamadığım başka dallara da sıçrayabilirim belki :);

  • Numan Karaaslan

    26 Nisan 2021

    Teşekkürler yorum için :) Aslında yazıda belirttiğim ifadeler biraz keskin olmuş olabilir. 1. örneğinde dediğin gibi insan kararlarının sonucunda farklı bir şekilde gelişip eksiğini kapatabiliyor. 2. durum da insan başına gelen bir sürü olaydan sonra da bambaşka bir noktada bitirebilir hayatını. 3. bakış açısı için de hangi seçimi yaptığım için doğru veya yanlış oldu sorusunu kişi en iyi kendisi bilebilir. Burada belirtmek istediğim her adımımızda az yada çok etkimizin olduğu ve bunun bir mekanizma işlettiği idi. Bu kaçınılmaz gibi geldiği için durup dinlenemediğin ve sana bir şekilde sorumluluk yükleyen bir ağaç yolculuğuna benzettim.

Bir yorum yazabilirsiniz